28 Mart 2012 Çarşamba

     Yerli, yersiz gözü dolanlardanım ben. Mutlu olmak için bir sebebim yok o halde mutsuzum diye düşünenlerden, nedense benim bardağım hep boş. Hep imrenmişimdir optimistlere, hayattan keyif alanlara. Çevremdekilere sorsanız dünyadaki en neşeli insan ben bile olabilirim aslında Çok iyiyimdir üzüntülerimi kahkahalarımın arkasına gizlemekte. Gerçek duygularımı ifade etmek bu kadar zor olmamalı aslında. Her zaman güçlü gözükmek isterim belki de bir çok şeyi bu yüzden kaçırıyorumdur kim bilir. Üzgün olmak, ağlamak benim gözümde zayıflık belirtisi, halbuki bizi insan yapan en olağan şeylerden biri bu. Bunun bilmeme rağmen yine de.. Ne bileyim öyle işte...
      Bazen de gizlemekte zorlanıyor insan, biriktirdiklerin su yüzüne çıkabiliyor her ne kadar gizlemeye de çalışsam belli oluyor işte bir şekilde, suratımdan, konuşmalarımdan...Öyle ağır geliyor ki bazen... "Neden böyle suratın, ben seni hep neşeli görmeye alışkınım. Sen hep gülersin, hiç somurtmazsın ki" sanırım ne zaman gerçek anlamda neşeli, ne zaman üzüntülerimi maskelemek için güldüğümü fark edebilecek birini ihtiyacım var. Her zaman gülmem ki ben, güler gibi gözükürüm, onlar da aldanır. Birinin "Hadi numara yapma, neyin var?" demesini beklerim... Fark edilmez... Sanırım bu sebeptendir ki insanları "gerçekten" tanıyabilmek için çok vakit harcıyorum. Ağızlarından çıkanlardan çok gözleriyle ilgileniyorum. Gözler kalbin aynasıdır klişesi çok doğru aslında. "Bir şeyim yok, ben iyiyim" derken gözler aksini söyler. 
     Birbirimizi tanımaya ihtiyacımız var, içi boş yavan bir şekilde değil gerçek anlamda tanımaya...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder